Cumartesi, Eylül 17, 2016

RÜYA


akan, zaman,
Rüya

                                   RÜYA

 Duygularım kontrolumdan çıktı artık, bir türlü dizginleyemiyorum. Her saniye değiştirebiliyorlar. Havanın durumundan, herhangi bir haberden gibi bir çok durumdan etkileniyor. Benim bu güne kadar anlayabildiğim bir durum değil. Kendi hesabıma çalışır olmak kendimi  ve çevreyi tanımamda önemli bir etken oldu. Güven yaşamda çok önemli bir faktör. Ancak güven zaman zaman yanılttı beni. Yani ben yanlış kişilere ve yanlış zaman da güvendim. Güven ile güvensizlik arasında çok ince bir çizgi var.

    “Bir tanıdık kızla evlenmişim. Daha genciz, yirmili yaşlardayız.  Bir erkek çocuğumuz olmuş iki yaş civarında, bir köy evinde yaşıyoruz ve evimiz çok yoksul olduğumuzu gösteriyordu.
       Ben çok aciz durumdayım. Problemin ne olduğunu  bilmiyordum, ama çok mutsuz ve çaresizim. Karım ve ben ocak başında bir gece vaktinde oturuyoruz. Çocuk ortalıkta kendi kendine oynuyor. Ben bir çocuğa birde hanıma bakıyorum. Hanım da aciz durumda bana katkı sunamıyor ama benim durumuma yardımcı olamadığı için üzüldüğünü ve elinden bir şeyin gelmediğini anlıyorum. O bana bakıyor ben O’na bakıyorum. Yalnızca bakıyoruz, odanın içinde çıt yok yalnızca bakışlar ve duygular var.
       Ben üniversite mezunuyum. Hanım ilkokul mezunu. Bundan kompleks duyduğunu sanmıyorum. Ben de O’nu eğitiminden dolayı yargılamıyorum ve hiç yargılamadım. Daha doğrusu hiç bu anlamda değerlendirmedim. Odanın içinde yalnızca bir kıl çul serili halde, oğlumuz neredeyse yarı çıplak, üstünde bir entari, altında bir şey yoktu. Benim aciz kalışımın nedeni fakirlik değil duygularımdı. Duygularımı karıma söylesem anlamayacağından emindim. Bunun için de söylememeyi uygun görüyordum.  Bu evliliğin hata olduğunu düşünmeye başlamıştım. Kötü bir niyetinin olmadığından emindim. Çok saf ve çok iyi niyetlidir. Sessizliğiyle bana katkı sunmaya çalışıyordu.”
     Kan ter içinde uyandığımı hala hatırlıyorum. Üniversite yıllarımda yani yirmi yaşlarımda bir gece gördüğüm bir rüyaydı. Çok etkilenmiştim. Bu rüya her zaman beynimin bir köşesinde sürekli duruyordu ve çok canlıydı.
Eğitim, evlilik ve çocuk konuları sürekli kafamda dolanıp durdu. Sanki bir yaşam rehberi gibiydi.
Üniversitenin son günlerinde içimde bir burukluk oluştu. Son gündü  artık okul bitiyordu. Bir meslek mensubu olacaktım ama sevinmek yerine üzüntü kaplamıştı beni. Nedenini kendime sorduğumda cevabım da bir o kadar ilginç geldi kendime; okul benim evim ve ailem gibiymiş meğer dört  hatta toplam eğitim dönemi için bunun böyle olduğunu ama on beş yıldır farkında olmadığımı ancak on beş senenin sonunda ve de üniversite eğitiminin son gününün son saatlerinde bunun farkına vardığımı anladım. On beş yıl boyunca her zaman gideceğim bir yer ve ulaşmam gereken bir hedefim vardı, artık o hedef bir nevi sonlanmış ve yarın gidebileceğim bir yerim yoktu. Beni hüzünlendiren işte bu duyguydu.
       Bir süre amaçsız dolaştım, zaman zaman bazı meslektaşların iş yerlerine takıldım. Kendimi meşgul etmeye çalışıyordum. Zaman geçmek bilmiyordu.
Bir kurban bayramı  öncesiydi. Mütevazi bir  büroda yardım amaçlı tanıdık bir meslektaş abi ile diyalog kurdum .  proje işleri o aralar yoğundu, yardım edebileceğimi söyledim. İnanamadı veya güvenemedi demek daha doğru bir ifade olacak. Temkinli davranmayı seçti. Çünkü ben mezun olalı bir hafta bile olmamıştı henüz çıkış belgesi bile almış değilim. 
     Ama çok anlayışlı ve nazik birisiydi beni de sevdiğini  ve gelip giden diğer kişilerden ayrı tuttuğunu hissediyordum. Biraz sessiz kaldıktan sonra bir proje var onda yardımcı olabilirsin dedi. Çok sevinmiştim. Hatta hemen başlayabileceğimi söyledi. Proje verilerini masanın üzerine koydu, dört katlı bir binanın kiriş hesaplarını yapıyordu. Ben hemen başladım. Her şeyi en ince ayrıntılarına kadar kitabi bilgilere göre yapıyordum. Kendime güvenim tamdı. Bir katının kirişlerini tek tek hesaplarını tamamladım, birkaç günümü almıştı. 
       Devam eden günlerde beni izlemiş. Arkamdan yaptığım işleri ben fark etmeden takip etmiş ve ensemde bir ses “Bismillah dedin mi?” diye bir ses duydum. Kafamı çevirdim meslektaş abi idi. Anlayamadım dedim. Gerçekten ne demek istediğini anlamamıştım. Zaman kazanmaya çalıştım. Bir şey söylemeden yalnızca nefes alıyor ve tüm kelimeler şerit halinde gözümün önünden geçiyordu. Mistik anlamda yorum ağırlıkta idi kafamda ancak bu anlamlı bir şey değildi. Mutlaka başka bir anlamda kullanılmıştı. Bir dakika kadar sanırım, bakıştık benim için çooooook uzun bir zaman oldu. Tekrar anlayamadım demeyi uygun buldum.
        Gülümseyerek “Bu kadar ayrıntıya girmen gereksiz ve çok uzun sürer, en kritik kirişleri tespit et, onların hesabını yap ve diğerlerini de onlara uyarla.”  Hafif gülümsedi ses tonundan güvendiğini hissediyordum.
Denileni yaptım. Kritik birkaç kiriş seçip yükleri açısından sınıflandırdım, yapılacak işlem oldukça azalmıştı.  Kısa sürede bitti,  yanına uğradım, "Bitti" dediğimde çok şaşırdı. İnanmadı, bir şeylerin eksik olabileceğini düşündü, beni de kırmak istemiyordu, nazikçe sevecen bir ses tonuyla "Bir ara birlikte bakalım olur mu?" Dedi.
"Ne zaman müsait olursunuz ?."
"Beş, on dakika içinde işim biter".
"Tamam" dedim masama döndüm. Hesapların devamına başladım. Tam konsantre olup hız alıyordum ki; bir ses  “Neredeler?" Dedi.
Hepsini  diğer sayfalar arasından alıp  önüne bıraktım.
Dikkatle inceliyordu. Bilinçli yapmış olduğum bir katsayı değişikliği vardı. Balkon(konsol) hesapları ile ilgili. Fark edeceğinden  eminim.
Hesap makinası ile kontrol ediyordu. Ben de bu arada başladığım hesaplara devam ediyordum.
“Çok güzel, harika. Sanırım gözünden kaçmış, konsol katsayısını farklı almışsın.”
    “Küstahlık olarak algılamayın lütfen, evet, farkındayım, daha önceki  hesaplarla farklı katsayı aldım. Konsola gelen yükler için, aksi halde balkon-kiriş birleşimlerinde (mesnetler)  çatlamalar oluşur” dedim.
Dikkatlice beni süzdü, niyetimi  ve bilgimden eminliğimi kestirmeye çalıştı. Birkaç dakika kadar bu konu ile ilgili konuştuk ama anlaşamadık. Kendisinin staj yaptığı, İzmir’de ki büroda kendisinin söylediği gibi yapıldığını  söylüyordu.  Bu konu ile ilgili dokümanları getirebileceğimi belirttim.
    "Bu konuyu  yarın netleştirelim" diyerek benim ukalalığımı hoş görmüş oldu.
    İkindi ezanı okunmaya başladı. Karar çıkmayınca hesabın devamına ara vermek zorunda kaldım. Eğer böyle olacak diye kestirip atarsa her şey başa dönecek. Bende sonucu beklemeye karar verdim.
    Yapılacak bir şey yoktu benim için, izin isteyip bürodan ayrıldım. Kapıdan sokağa çıktım. Birden aklıma düştü, güzergahım üzerindeki yoldan görülebilen  yeni ikinci kat kaba inşaatı devam eden yapıdaki balkon altlarında  olmaması gereken ama uzun zamandan beri sökülmeyen  üç veya dört dikme  gözümün önünde canlanıverdi. Giderken tekrar dikkatle bakmayı düşündüm. Merak ediyordum. Beklediğim şey olmalıydı.
İnşaatın yakınındaki otobüs durağında indim.  Yoldan geçerken kimseye fark ettirmemeye çalışarak incelemeye çalıştım.bütün kat balkonlarında aynı durum vardı. İnşaat sahasına bu şekilde girmek çok ayıp olurdu.  Girmeden yol üzerinden çaktırmadan izlemeye devam ettim ve yürümeye devam ettim.
     Belki  ileriki günler de birlikte inşaata gidebilmeyi çok arzu ettim. Ama düşünüyorum ki; teklif Abi’den gelmeli. Teklif benden gelirse ukalalığım diz boyuna çıkar, kırmış olurum. Bu konuda hiçbir adım atmamaya karar verdim. Eve doğru yürümeye   devam ettim. Yarının gelmesini sabırsızlıkla bekleyecektim. Başka bir yol yoktu.
     Haklıydı adam. Yılların emeğini vermiş, toy bir mühendisin dediklerine hemen inanılır mı hiç?. Ben olsam da aynı davranırdım belki de, daha da kararlı olurdum bilemiyorum. Genelde karşıdan gelecek düşüncelere açık olduğumu düşünürüm ama duruma göre değişir belki de.
   Düşünmeye başladım yaptığımı, haber vermeden devam etmem hataydı. Baştan durumu açıklamam gerekirdi. O zaman daha rahat olurdu belkide. Her şey baştan konuşarak hesaplara devam etmek en iyisiydi. Böyle safça davranarak farkında olmayarak çam devirmiştim. Ukala durumuna düştüm.  Benim de hiç sevmediğim bir durum olmasına rağmen; böyle bir büyük hata yaptım. Birkaç gün beklemeliyim, sonucu görmek için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.