Çarşamba, Mayıs 10, 2017

Çiçeği burnunda Mühendislik anılarımdan birisi-İngilizce Öğretmeninin Kâbusu

İngilizce öğretmeni
İngilizce Öğretmeninin Kâbusu

                Zamanlar gelip geçiyordu sürekli hiç bana sormadan. Bense kendi zamanımı yetiremiyordum bir türlü. Sürekli yeni arkadaşlar ediniyor birlikte oturup kalkıp sohbetler ediyorduk. Çok güzel edebiyat sohbetlerimiz ve sosyoloji sohbetlerimiz oluyordu genellikle.
                Arkadaşlarımız arasında sosyoloji mezunu vardı ve bitirme tezi “İntihar olayı” imiş.  İntiharın yüce bir şey olduğunu ve erdemlilik olarak değerlendirdiği bir tezmiş ve 100 almış tezinden. Savunmaları da genellikle askeri alandan seçilmiş. Örnek olarak: Bir askerin cephede esir düşmesi ve esir düştüğünde konuşup birliğini ele verme ve birliğinin yok olma riskine karşılık kendini kendine verilen atropin isimli iğneyi yaparak intihar etmesi durumudur. Askerî açıdan bakıldığında haklı gibi görünen bu durum sosyal yaşama aktarıldığında bana normal bir durum gelmiyordu ve uzun boylu tartışmadan sonra ben arkadaşı ikna edebildim erdemlilik olmayıp tam tersine yaşamın yükünden kaçarak ölüme saklanma olayı olarak baktım meseleye.
                Genellikle de öyle olmaz mı? Yaşamın yükünü kaldıramayan insanlar kaçış ararlar dert ve tasalarından kurtulmak için ve bu durum da bana göre zayıflıktır. Neyse geçeyim bu tatsız konuyu.
                Bir öğleden sonra yine her zamanki gibi bir gurup arkadaş öğle yemeği için çarşıya çıktık ve dönüşte yürürken durakta Devlet Su İşlerinden bir gurup başka arkadaşı gördük durakta servislerini bekliyorlardı.
                İçlerinden benim samimi olduğum bir erkek arkadaş beni görünce 100 metre kadar mesafeden, yanındaki bayan arkadaşına bir şeyler söylemeye başladı el kol hareketleriyle birlikte. Dikkatimi çekti bir anda ve gözlerimi ayıramadan devam ettim gülerek onlara doğru ilerledim.
                On metre kadar yaklaştığımda “İşte senin Ümit’in hocası geliyor, kesin odur.” Dediğini duydum yanındaki bayana. “Merhaba” diyerek tokalaştık birlikte ve beni tanıştırdı bayanla.
Korkulan Öğrenci
                 Benim İngilizce çalıştırdığım Ümit’in İngilizce öğretmeniymiş ve daha yeniymiş meslekte.  “Anlamalıydım” dedi biraz kızgın biraz da buruk bir edayla bana bakarak. “Vallahi Ümit beni rezil ediyor sınıfta ve ben de dayanamadım bir gün sınıfta, otur Ümit yerine bir daha sana söz hakkı yok” dedim. O gündür bu gündür her derste el kaldırsa da hiç söz hakkı vermiyorum artık çünkü korkuyorum iyice, yıldım. Ne zaman bir eksik veya yanlışımı bulacak diye tedirginlik yaşıyorum sürekli ve rüyalarıma da girdi kabuslar görmeye başladım.
                Bir kabusumda yine dersteyiz ve Future-gelecek zaman-tense ve "Futur in the past tense"-yakın gelecek zaman- gramer yapılarını işliyorum. Ümit dediklerime itiraz etti. Epeyce tartıştık sınıfta ve ben ikna edemedim, kendi dediğini iddia ediyordu. Size kaynak getireceğim öğretmenim diyerek çıkıp gitti ve bir kucak kitap getirip önüme döktü. Daha ilkini açıp baktığımda Ümit’in haklı olduğunu gördüm ama iş işten geçmişti benim için. Sınıfın önünde rezil olacaktım hatalı olduğumu kabul edersem. Kan ter içinde uyanıverdim ve bir daha uyuyamadım o gün. Hakikaten Ümit ertesi sabah bir kucak kaynak kitapla geldi önüme.
                Çok şaşırmıştım ve Ümitle konuyu işlediğimiz ve tartıştığımız anları hatırladım. Aslında bu iki gramer yapısının çok ince bir detayı vardı ve yalnızca İngiliz İngilizcesinde kullanılıp Amerikan İngilizcesinde kullanılmadığıydı. Biri kesin gelecek zaman bildirirken diğeri kesin olmayan ihtimal dahilindeki bir gelecek zaman ifade ediyordu.
                Üzüldüğümü ve böyle bir duruma da sebebiyet verdiğim için genç bayandan özür diledim ama yeterince yarayı almış olduğu için hala yaraları kanıyordu ve zoraki bir gülümsemeyle gözlerimin içine bakarak samimi bir edayla ve sıcak bir ses tonuyla “Sizin hatanız yok, hatalı olan benim, daha yeni olmam da cabası. Tam hazırlanmadan çıktım çocukların karşısına ve korkuma yenik düştüm. Ümit’e tekrar söz hakkı vereceğim ama korkuyorum hala, bir şekilde tartışma yaratıyor ve ders kaynayıp gidiyor. Ben de müfredatta geri kalıyorum ve diğer çocuklara da yazık oluyor. Henüz bir çözüm de bulamadım daha. Ne yapacağımı bilmiyorum işin açığı.”  Deyip başını belli belirsiz öne eğince çok üzüldüm. “Ben Ümit’le uygun bir şekilde görüşürüm, hallederiz kısa sürede” deyince de tekrar başını kaldırdığında gözlerinin parladığını gördüm ve biraz rahatladım.
                Tam o anda servisleri geldi onlar bindiler ve biz de yürüyerek indik daireye.
                Şimdilik burada kesmek istiyorum bu yazımı da sevgili okurum. Anlaşılan biraz daha sürecek bu seri çünkü: anılar ve olaylar birbirini çekmeye başladı. Bazen iç içe giriyorlar. Şimdilik hoşça ve mutluca kalın. Gelecek yazılarda görüşmek üzere.
                                                                                                                                10-05-2017-1307
                                                                                                                                                                             Halil GÖNÜL
Görsel:Pixabay.com

2 yorum:

  1. future ve to be going to ile ilgili olabilir veya would. eğlenceliydi :)

    YanıtlaSil
  2. Evet sevgili deeptone, sizin yorumlarınızı göremeyince yalnızlık hissetmeye başladım desem, tiryakiniz oldum galiba:)) Hoşça kalın.

    YanıtlaSil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.