Pazartesi, Temmuz 31, 2017

Pazar Gözlemim-19-İlk ve Son Yardım İsteği-Duyan Olmadı

Duyan Olmadı!

                “Karımdan!..”
                …
                “Çocuğumdan!..”
                Çok şaşırmıştım ama bir şey söylemeye dilim varmıyordu, öylesine yüzüne ve gözlerine bakıyordum, çaresizliği çok fazlaydı, o anlardaydı!..
        “Evlisin değil mi?” diye sordu bana, gülümsemek için kendini zorlayarak.
         “Evet, evliyim, 30 yıllık.” Dedim şaşkınlıkla.
                “Ne güzel!  Benim işler pek yolunda gitmiyordu zaten, hiç halimi hatırımı soran olmamıştı ama önemsemiyor gibi göründüm her zaman.
     Kendimi adamıştım onlara, her türlü fedakarlığa vardım yani.
    Kendimi güçlü gösteriyordum sürekli; becerebiliyormuşum anlaşılan, benim zavallılıklarımı ve acizlik ve çaresizliklerimi göremediler, kim bilir belki de görmek istemedi.”
“Haa yalan olmasın! Bazen laf çarptırıyordum, ulan arada bir de halimi hatırımı sor yahu, hep kendi derdindesin, bütün derdin kendin ve para! Demiştim arada birkaç defa. ‘Ne diyorsun sen?’ bile dememişti her seferinde. Gülmüştü şaka yaptığımı düşünerek.  Anlayan kim! Kime ne söylüyordum ben! Kendi kendime verdiğim cevap ‘kaya’ oluyordu her zaman.”
                “O zamanlar olağan üstü bir durum oldu ve ben olan gücümü kaybettim, yani sizin dediğiniz şey... Haa! Psikolojik olarak demek istedim. Elim ayağım tutmaz oldu sanki, bitip tükenmiştim. O güçlü insandan, herkesin bana güvendiği dağ gibi insandan eser kalmamıştı. Dışarıdan o kadarını hissetmiyorlardı, fark etmiyorlardı ama ben kendimi iyi tanıyordum…”
                “Çocuk daha küçük, ona bir şey dediğim yok ama, karım dediğim kişi çocuğu üstüme salıyordu her fırsatta.  Bir gün kahvaltıda ‘Baba benimle ilgilenmiyorsun artık’ dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm ve vardıysa bile birazcık nefes alacak gücüm o da çıkıp gitti benden.”
                “Çocuğa baktım, gözlerinin içine, dediğinin pek farkında değildi, ne anlama geleceğini de anlayacak yaşta değildi zaten. Ben anlamıştım sözün nereden geldiğini. Babacığım ben seni her şeyden, hem de bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum, sakın unutma bu dediğimi olur mu? Dediğimde gülümsemeye başladı ‘ben de seni çooook seviyorum baba” dedi. Rahatlamış halde kahvaltısına devam etti.”
                “İşte o akşam, anasıyla birlikte salonda oturuyorlarken yanlarına gittim balkondan ve yardımınıza ihtiyacım var, tamamen çöktüm; biçareyim, hiçbir şey düşünemiyorum. Aile dediğin birbirine yardımcı olur.” Dedim ama bütün yağlarım eridi sanki. Daha fazla bir şey demeye gerek görmedim ve tekrar geldiğim balkona döndüm. Anlamıştım anlayacağımı; hiç kimse duymamıştı zaten…”
                                                                                                                29-07-2017-2000
                               Halil GÖNÜL

Not:2/4

1/4 gelsin...


Görsel:Pixabay.com

4 yorum:

  1. Ah evlilik... Buradaki tabloyu yaşayan o kadar çok tanıdığım var ki... Aslında kadın sırf paradan söz etmeye başladıysa o ilişki çıkmazdadır. Bazen erkeklere çok hak veriyorum. Zira üzüntüleri gerçek oluyor. Bizler sanırım egoistiz. Hüzünlü bir öykü ya da hakiki bir yaşanmışlık da olsa duygular çok iyi verilmiş. Kaleminize sağlık Halil bey :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Evren Hanım, teşekkür ederim.
      Benzer yaşanmışlıkları görmenin yanında içten bir anlatı çok farklı bir şey, bu tür bir olayı ilk gençlik yıllarımda İstanbul Bakırköy sahilinde oturduğum bir bank da dinlemiştim, hep kafamda takılı kalmıştı o hikaye; koskoca bir ömür sırt sırta ama, konuşmadan hem de aynı oda içinde yalnızca katlanmayla geçen koskoca bir ömür. Bir türlü aklım almamıştı. :)

      Sil
  2. Birbirine sadece katlanan ama birbirini görmeyen, duymayan,dinlemeyen,anlamaya çalışmayan biriyle bir ömür zor geçer gibime geliyor.Keşke böyle yaşanmasa evlilikler.Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ebemkuşağı,
      keşke;
      zor geçen ömürden çok, yaşanmamışlık daha doğru aslında belki de!
      Teşekkür ederim.

      Sil

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.