Cumartesi, Kasım 11, 2017

Mektup-2-Sanat Ne İçindir?

"Kaldırım"
Sanatçı

                Sanatçı öyle midir peki? Bence hayır öyle değildir. Sanatçı dediğin bağımsızdır, bağımsız olmaya çalışır. Daima eleştirel ve şüpheyle baktığı için her şeye bir eksik yanını bulur mutlaka ve gördüğü bu eksikliği veya fazlalığı anlatır eserlerinde. İşte bu yüzden her zaman muhaliftir dedim anlayacağın.
                Cevcet, ne kadar da yanılmışız yıllarca, her zaman birileri çıkıp tü kaka dediği şeylere hep bir ağızdan tü kaka demişiz bilip bilmeden. İçlerinde sanatçılar, iyi sanatçılar da vardı mutlaka ama çok azınlıkta kalmışlar onlar, biz yalnız bırakmışız gözün üstünde kaşın var diyerek. Açıkçası sanatçı yetiştirememiş bu memleket, ne yazık ki!
                Bu o kadar açık ve net ortaya çıktı ki neredeyse 100 yıl sonra, sen ve benim yaşayıp birebir gördüklerimizin yanında daha daha neler olup bitti kim bilir? Ne pazarlıklar dönmüş meğer sanat ve sanatçılar adına iktidarlarla. Sanatçıların çoğu taşımış bu boktan iktidarları sırtlarında aynı zamanda da bizim sırtlarımıza yüklemişler tüm yüklerini ve kendileri de sanatçı geçinip gerneşe gerneşe dolaşmışlar ortalıkta salına salına. Biz de onlara sanatçı demişiz abi abla demişiz be Cevcet. Meğer şakşakçıymışlar be kan kardeşim.
                Biz seninle içimizi dışımızı saklayamıyoruz galiba ki her şeyimiz ortalıkta Çarşamba pazarı gibi. Bu yüzden galiba kimse bize -daha doğrusu seni bilemiyorum ama yalnızca tahminimi söylüyorum elbette- gel demedi tipimizi beğenmediklerinden değil her halde. Hani düşünmedim dersem yalan olur düşündüm elbette: “benim tipimde mi bir yamukluk var?” diye.
                Neyse kan kardeşim Cevcet, şimdilik fazla uzatıp kafanı karıştırmayayım senin. Bak ne diyeceğim sana! Süllü’yü gördüm geçenlerde; hani şu babası var ya Sülü, sümüklü sülü derler; oğlu doğduğunda Kendisi çobanlığı dışında Sülü’ ye benzeyememiş, oğlunun kendinden bir farkı olsun diye ve Sülü’ ye benzesin diye adına bir “le” daha ekleyerek “Süllü” koymuş ya; işte o Süllü’yle görüştük tesadüf bizim komşu şehirde.
                Helal olsun çocuğa koskoca şehirin kaldırımlarını ölçüp biçip duruyordu, akşamlara kadar yapıyormuş ölçmeyi; kaldırım mühendisi” olmuş adam, koskoca şehirin kaldırımları ondan sorulurmuş, eğri mi, doğru mu? Diye. Ee adı kimin adı diyeceksin biri barajlar kralı diğeri de kaldırımlar kralı olacak anlaşılan. Olsun be Cevcet’ im fazlası göz çıkarmaz hani, faydası bile olur adam gibi yürünecek kaldırımları olur şehirlerin hiç olmazsa. Vallahi bildiğin gibi değil bu şehirlerin kaldırımları bazen insan bile düşüp kayboluyor çukurlukların içinde, düden mübarekler; tabii ki sen duymamışsındır dağın başında araba bile düştü birisinde o çukurlardan birine. Araba kayboluvermiş birden göz göre göre birkaç dakika içinde yer yarılmış da içine düşmüş sanki o kocaman araba. İçindekilerle birlikte yok, gaz olup uçtu sanki(!)
2/
Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.